NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مَحْمُودُ
بْنُ خَالِدٍ
حَدَّثَنَا
الْفَرْيَابِيُّ
حَدَّثَنَا
الْحَارِثُ
بْنُ
سُلَيْمَانَ
حَدَّثَنِي
كُرْدُوسٌ عَنْ
الْأَشْعَثِ
بْنِ قَيْسٍ
أَنَّ رَجُلًا
مِنْ
كِنْدَةَ
وَرَجُلًا
مِنْ
حَضْرَمَوْتَ
اخْتَصَمَا
إِلَى
النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي أَرْضٍ مِنْ
الْيَمَنِ
فَقَالَ
الْحَضْرَمِيُّ
يَا رَسُولَ
اللَّهِ إِنَّ
أَرْضِي
اغْتَصَبَنِيهَا
أَبُو هَذَا
وَهِيَ فِي
يَدِهِ قَالَ
هَلْ لَكَ
بَيِّنَةٌ
قَالَ لَا
وَلَكِنْ
أُحَلِّفُهُ
وَاللَّهِ
مَا يَعْلَمُ
أَنَّهَا
أَرْضِي اغْتَصَبَنِيهَا
أَبُوهُ
فَتَهَيَّأَ
الْكِنْدِيُّ
يَعْنِي
لِلْيَمِينِ
وَسَاقَ الْحَدِيثَ
Es'aş b. Kays'dan
rivayet olunduğuna göre;
Kindeli bir adam ile
Hadramevtli bir adam Yemen'de bulunan bir arazi üzerinde anlaşamayarak Nebi
(s.a.v.)'e başvurmuşlar. Hadramevtli adam:
Ey Allah'ın Rasûlü, şu
adamın babası benim toprağımı haksızlıkla elimden aldı. (Şimdi) bu toprak kendi
elinde bulunuyor, dedi. Hz. Nebi de ona:
" Senin (bu iddianı
doğrulayacak) bir şahidin var mı?" diye sordu.
Hayır, (yok) fakat ben
ona bu arazinin benim olup da babasının onu benden haksızlıkla aldığını bilmediğine
dair yemin etmesini teklif ediyorum, dedi.
Bunun üzerine Kindeli
adam yemin etmeye hazırlandı... (el-Eş'as . Kays, sözlerine devam ederek bir
önceki 3621.) hadisi (aynen) anlattı.
İzah:
Şevkânî'nin
Neylü'l-Evtâr isimli eserinde açıkladığı gibi; bu hadis, bir kimseye bildiğini
dosdoğru ifade ettiğine dair yemin etmesi teklif edildiği zaman bu şekilde
yemin etmesinin o zat üzerine vacip olduğunu ifade etmektedir.
Bir başka ifadeyle,
hâdiseyi görmediğini ve bilmediğini söyleyen davalının yemini, "Vallahi
ben hakkımda davacı olan bu zatın hakkımdaki iddiasının doğru olduğunu
bilmiyorum" şeklinde olur. Bu şekilde yemin ederse mahkeme lehine
sonuçlanır. Aksi takdirde aleyhine sonuçlanır.